2 Nisan 2011 Cumartesi

Doğum Öncesi Doğum Sonrası Bebek ve Anne

Hamilelik ve doğum, işte bir kadının hayatındaki en eşsiz ve olağanüstü deneyim. Bebeğinizi ilk kez kucağınıza aldığınızda benliğinizi saran duygular o güne kadar hissettiklerinizden daha karmaşık, çok daha heyecan verici olacaktır. Sancıların dinmesi ile ilk kez rahat soluk alacak "artık geçti" diyeceksiniz. Hemen ardından, "bu minik bebek gerçekten benim mi?" diye kendi kendinize sorup gurur duyacaksınız. Üstlendiğiniz sorumluluğun ne denli büyük olduğunu düşündüğünüzde ise birazcık korkacaksınız.

Doğum Öncesi Doğum Sonrası Bebek ve Anne


Hamilelik ve doğum, işte bir kadının hayatındaki en eşsiz ve olağanüstü deneyim. Bebeğinizi ilk kez kucağınıza aldığınızda benliğinizi saran duygular o güne kadar hissettiklerinizden daha karmaşık, çok daha heyecan verici olacaktır. Sancıların dinmesi ile ilk kez rahat soluk alacak "artık geçti" diyeceksiniz. Hemen ardından, "bu minik bebek gerçekten benim mi?" diye kendi kendinize sorup gurur duyacaksınız. Üstlendiğiniz sorumluluğun ne denli büyük olduğunu düşündüğünüzde ise birazcık korkacaksınız.
Sakın endişelenmeyin! Bebekler hiç de sanıldığı gibi güçsüz değildir. Üstelik hepsi kendine özgü yollarla isteklerini belirtmekte birer ustadır.
Onu görür görmez, bebeğinize karşı sonsuz bir ana sevgisi duymazsanız kaygılanmayın. Anne ile bebek arasında bu eşsiz bağın oluşması biraz zaman alabilir. İlk günlerde onu her fırsatta kucaklayın ve onun sıcaklığının verdiği hazdan sonuna kadar yararlanın. Göz açıp kapayana kadar aylar uçup gidecek, minik bebeğiniz emeklemeye başlayacaktır. Başka çocuğunuz yada çocuklarınız varsa, onlara gereken şefkati göstererek yeni geleni kıskanmalarını önleyin.
Bu arada kocanızı da sakın ihmal etmeyin!
İlk aylarda, hemen kemen tüm zamanı bebeğinizin beslenmesine ayıracaksınız. Bu zamanı bebeğiniz ve sizin için daha zevkli hale getirmek amacıyla bebek beslenmesi konusunda pratik bilgiler ve önerilerde bulunacağız.
Yuvaya Dönüş
Artık bebeğiniz doğdu ve sizin yakın ilginize muhtaç. Her boş zamanınızı ona ayırın. Onu sevin, onu sevmekten mutluluk duyun bunu kendisine en iyi biçimde gösterin.
Meme verirken anne ile bebek arasında çok yakın bir bağ doğar. Bebeğin emme refleksi çok gelişmiştir. Bu becerisi onun sadece doymasını sağlamakla kalmaz, aynı zamanda kendisini güven içinde hissetmeye başlamasını, şefkate ve bakıma olan büyük gereksinmesini de simgeler.
Bebeğiniz kısa bir süre sonra gözleriyle sizinle bağlantı kurmaya çalışacak ve ona en çekici olan yanınız gözleriniz olacaktır.
O, sesinizi de duymaktan hoşlanır ve sizin sesinizi diğer seslerden kolayca ayırır. Bebeğinizin, sizi uyarmak için verdiği kendine özgü sinyalleri anlamaya özen gösterin. Size ihtiyacı olduğunda her zaman onun yanına koşun. Bebeğiniz böylece kendini sürekli güven içinde hissedecek ve bu duygu onun ruhsal dengesinin sağlıklı bir biçimde gelişmesini sağlayacaktır.
Bir anne olarak bebeğinizle hastaneden yuvanıza döndüğünüz ilk gün, hayatınızın en heyecan verici anlarından biri olacaktır. Yüklendiğiniz büyük sorumluluk karşısında birazcık sinirli olmanız son derece normaldir. Ama eşinizin ve ailenizin yardımıyla en kısa zamanda kendinize olan güvene yenide kavuşacağınızdan hiç şüpheniz olmasın. Bebeğinize daha fazla zaman ayırmak için ev işlerinde ailenin diğer bireylerinin yardımını isteyin. Doğum sonrası yorgunluğunuzu atabilmek için fırsat buldukça dinlenin.
VÜCUDUNUZDA MEYDANA GELEN DEĞİŞİKLİKLER : Bünyeniz, hamilelik döneminde vücudunuzda biriken fazla suyu, doğumu izleyen birkaç gün içinde atacaktır. Zaman yitirmeden karın kaslarınızı güçlendirici yer egzersizlerine başlayın ve düzenli olarak bunları yapmaya devam edin. Bebeğinizle sürekli ilişkide olduğunuzdan, doğum sonrası vücut temizliğine olağanüstü özen gösterin. Doğumdan beş - altı hafta sonra doktorunuza gidip, doğum sonrası muayenenizi yaptırmayı unutmayın. Doktorunuz, doğum sonrası rahmin normal durumunu alıp almadığını saptayacak ve doğum öncesindeki sağlığınıza kavuşmanızı sağlayacaktır.
DOĞUM SONRASI EGZERSİZLERİ : Bu egzersizler, gevşeyen kaslarınızın güçlenmesine ve vücudunuzun doğumdan önceki zarif durumuna dönmesine yardımcı olacaktır. Egzersizlere, her hareketi 6 kez tekrarlayarak başlayın ve günden güne arttırarak bu sayıyı 12' ye çıkarın.
Sırtüstü yere yatın, ayaklarınızı kalçanıza doğru çekin ve bu du rumda 10 kez kalçalarınız üze rinde sağa sola dönün. Arada bir bacaklarınızı uzatarak dinlenin. Bu egzersiz belinizin incelmesi ni sağlayacaktır.
Sırtüstü yere yatın ve kollarını zı yana doğru açın. Daha sonra kollarınızı çapraz olarak üst üste getirirken soluk verin. Ağır ağır indirirken ise derin bir soluk alın. Nefes alıp vermenizi ağır ağır ve kontrollü olarak yapmanız gerekir. Soluk verirken karın kaslarınızı içeri çekin. Bu hareket kan dolaşı mınız için yararlıdır.
Sırtüstü yatın. Bir bacağınız vücudunuzun üzerine doğru çekin. Ellerinizle sıkıca kavrayarak göğsünüze yanaştırmaya çalışın. Kalça ve karın kaslarınızı gererek sırtınızın alt kısmını yere bastırın. Doğrulun, dinlenin. Hareketi diğer bacağınızdada deneyin.
Sırtüstü yere yatarak dizlerinizi kırın. Ayaklarınız yere basık ve kollarınız yana açık olsun. Bu durumda vücudunuzu omuzlarınızla destekleyerek kalçanızı yerden yükseltmeye çalışın. 6' ya kadar sayarak yüksekte tutun. Başlangıç pozisyonunuza dönerek dinlenin.
Sırtüstü yere yatarak dizlerinizi kırın, ayaklarınızı bitiştirin. Başınızı kaldırın ve belinizden itibaren vücudunuzu öne eğin. Ellerinizle dizlerinize dokunurken karnınızı içeri çekin, başınızı ve kollarınızı indirin.
Sırtüstü yere yatıp bir bacağınızı vücudunuzla bir dik açı oluşturana kadar kaldırın. Aynı hareketi öbür bacağınızla tekrarlayın. Kendinizi güçlü hissettiğiniz anda iki bacağınızı birden kaldırmaya çalışın.
BEBEĞİNİZİN BAKIMI : Bebek için hazırlanan oda temiz, rahat ve güvenli olmalıdır. Bebeğinizin rahat uyumak için minik bir karyolaya veya beşiğe ihtiyacı vardır. Kaliteli bir şilte de onun kemik yapısının sağlıklı gelişimine destek olacaktır.
Bebek odasında aşağıdaki eşyaların bulunması gerekir :
  • 6 pamuklu veya müslin çarşaf
  • 4 şilte muşambası
  • 4 battaniye (iklim ve mevsimine göre pamuklu veya yün)
  • Bebek banyosu
  • Büyük ve küçük banyo havluları
  • Bebek bezi kovası
  • Pediatrik derece
BEBEĞİNİZİ NASIL TUTACAKSINIZ : Boyun kasları henüz yeterince güçlü olmadığından, bebek üç aylık olana kadar başını dik tutamaz. Onu kucakladığınızda sırtını ve başını desteklemeyi unutmayın. Bebeğinizi dikkatlice kucağınıza aldığınız zaman kol ve bacaklarını serbestçe hareket ettirmek isteyeceğini aklınızdan çıkarmayın.
BEBEĞİN UYKUSU : Karnı doyan, altı değiştirilen, yıkanan ve giydirilip gazı çıkarılan bir bebek, günün büyük bir bölümünü uykuda geçirir. Bazı bebekler görünürde hiç bir neden olmadığı halde uzunca bir süre uyanık kalırlar. Hiç endişelenmeyin, bırakın bebeğiniz kendi uyku süresini kendi kararlaştırsın. Karnını her doyuruştan sonra yatırarak onu belli bir uyku düzenine alıştırabilirsiniz.
Genellikle ilk birkaç aydan sonra bebekler tüm gece boyunca uyumaya alışırlar. Bebeğiniz, yüzüstü yatmayı tercih edebilir. Ama günümüzde bebeğin başının yassılaşmasını önlemek için, yatış pozisyonunun zaman zaman değiştirilmesi önerilmektedir. Uyurken bebeği sık sık kontrol ederek nefes almasını engelleyecek bir sorun bulunup bulunmadığını inceleyin. Sırt üstü yatarken kusan bebek boğulma tehlikesi ile karşılaşabilir.
BEBEĞİNİZLE İLGİLİ ÖNEMLİ BİLGİLER : Her sağlıklı bebek serbestçe hareket etme arzusu duyar. Kollarını rahatça oynatması, bacakları ile sağa sola tekmeler atması onun kaslarını güçlendirir.
Bu tür hareketler kan dolaşımını ve metabolizmayı da olumlu yönden etkiler. Kollarını ve bacaklarını rahatça hareket ettirebilmesi için hafif giydirmeye ve üzerine ağır örtülerle örtmemeye özen gösterin. Yatağının da, rahatça hareket edebilmesini sağlayacak genişlikte olmasına dikkat edin.
İyi havalarda zaman buldukça bebeğinizi dışarı çıkarın. Temiz hava ikinize de iyi gelecektir. Bebeğinizin iştahını açacak, vücudunun ısı değişikliklerine alışmasını sağlayacaktır.
Çocuğunuzu güneşe çıkarmayı ihmal etmeyin, ama onu güneşte bıraktığınız süreye dikkat edin. Yeterli süre güneşte kalması onun güneş ışınlarındaki D vitamininden yararlanmasını sağlayacak, fazla kalması ise ona acı verecek ve yanıklara yol açabilecektir. Güneşe çıkarken yanınıza bebeğiniz için bir şapka almayı unutmayın.
BEBEĞİNİZİN ALTINI DEĞİŞTİRİRKEN NELERE DİKKAT ETMENİZ GEREKİR? : Yaşamının ilk birkaç yılında, bebeğinizin en büyük ihtiyacı hiç şüphesiz bebek bezleri olacaktır. Bu nedenle, bezleri nasıl değiştireceğinizi ne kadar iyi öğrenirseniz bebeğinizin de o kadar rahat etmesini sağlamış olursunuz.
Bebek bezlerinde bazı özellikler aranmalıdır. Bunların en önemlisi, her türlü ıslaklığı tamamen emerek bebeğin altının pişmesini önlemesidir. Bunun dışında hijyenik olmaları ve bebeğin hareketlerini kısıtlamamaları gerekmektedir.
Günümüzde kullanılıp atılabilen bebek bezleri bu niteliklerin hepsine sahiptir. Bu bezlerin özel tek taraflı tabakası, ıslaklığın ara astar tabakasınca emilip dışa sızmamasını sağlar. Plastik alt tabaka ise, bebeğin altını kuru tuttuğu gibi lastik külot giymesini gereksiz kılar. Bu tür bezlerin çeşitli boy ve kalınlıktaki tiplerini piyasa da kolaylıkla bulabilirsiniz. Atılabilen bezler size pahalı geliyorsa havlu bezler kullanabilirsiniz.
Çocuğunuzu pişiklerden korumak ve rahat ettirmek için altı ıslanır ıslanmaz bezini değiştirmeniz gerekir. Beslenme öncesinde ve sonrasında bez değiştirmenin çoğu zaman pişikleri önlemede yeterli olduğunu göreceksiniz. Bebeğinizin teni aşırı düzeyde hassas ise daha sık bez değiştirmeniz gerekebilir. Bez değiştirme sırasında aşağıdaki malzemeleri el altında bulundurun;
  • Havlu
  • Yumuşak bir silecek
  • Ilık su
  • Pamuk
  • Bebek yağı / bebek merhemi
  • Bebek losyonu, bebek pudrası veya kremi
  • Bez kovası
  • Çengelli iğne (gerekiyorsa)
  • Lastik külot (gerekiyorsa)
  • Temiz ara bezi
Bebeğinizi temiz havluya yatırarak kirlenmiş bezini çıkarın. Bebeğinizin cildi fazla hassas değilse jenital bölgeyi önden arkaya doğru (özellikle kız çocuklarında enfeksiyonu önlemek açısından) ılık su ile yıkayın. Sonra yıkadığınız bölgeyi yumuşak hareketlerle tamamen kurulayın. Bebek losyonu veya pudra sürün.
Bebeğinizin cildi hassas ise jenital bölgeyi temizlemek için pamuk veya bebek yağı kullanın. Bebek daha önce kakasını yapmışsa, kakayı bebek bezi ile aldıktan sonra bebeğin poposunu bebek sabunu ile yıkayın. Ilık su ile durulayın. Fazla yağı pamukla aldıktan sonra cilt üzerine ince bir tabaka bebek kremi sürün.
Temiz bebek bezini bebeğin kaba etleri altına sererken idrarı emecek ara bezinin kalın kıvrımının erkeklerde önde, kızlarda ise arkada olmasına özen gösterin.
Şimdi bebek bezini bebeğinizin bacaklarının üst kısmına doğru çekip her iki yandan yapışkan bantlarından tutturun. Havlu bebek bezlerinin hemen çalkalanıp yıkanması gerekir. Bunlar diğer çamaşırlarda kullanmadığınız -ayrı- bir leğende sadece asitsiz sabun kullanarak yıkayın. Birkaç kez durulayın ve bakterilerin ölmesini sağlamak için kaynatın veya özel bebek temizleme maddesiyle steril edin.
BEBEĞİNİZİN BANYOSU : Bebeğinizin banyo saatlerini programlamak elinizdedir. Sabah doyurmadan önce, akşamları ise daha rahat uyuyabilmesi için yatırmadan önce onu yıkayabilirsiniz. İlk birkaç hafta boyunca göbeği henüz tam iyileşmediği için bebeğinizi süngerle yıkamayı tercih edin. Bebeğinizi soymadan önce odanın yeterince ısınmasını sağlayın. Bebeği hava akımından korumak için kapı ve pencereleri kapayın, ellerinizi dikkatle yıkayın ve gerekli tüm temizlik malzemesini hazır bulundurun, bunlar;
  • Sıcak su dolu küvet (36° C - 37° C / 97-99°F arası)
  • Bebek termometresi
  • Yumuşak bebek sabunu
  • Yumuşak temizleyici bez
  • Bebek şampuanı
  • Pamuk
  • Bebek kremi, losyonu, pudrası
  • Küçük bir tırnak makası
  • Bebek saç fırçası ve tarağı
  • Temiz bebek bezi, çengelli iğneler (gerekli ise)
  • Bebeğin giysileri
a) SÜNGER BANYOSU : Bebeğinizi süngerle yıkarken onu küvette nasıl tutmanız ve çevirmeniz gerektiği konusunda tecrübe kazanırsınız. Bebeğinizi yıkamadan önce ellerinizi iyice yıkayınız.
Bebeğinizi temiz bir havlu, bez değiştirme minderi veya bez değiştirme masası üzerine yatırın. Onu soyun ve jenital bölgesini yumuşak hareketlerle silip temizleyin. Burnunu ve kulaklarını ise nemli bir pamukla temizleyin, parmaklarınızı bebeğin burnuna ve kulaklarına sokmaktan kaçının. Yüzünü sadece su ile silin. Gözlerini temizlemek için her göze ayrı pamuk kullanın. Ilık suya batırılmış pamuğu, bebeğin göz kapağının burna yakın olan dış köşesine doğru sürerek göz kapaklarını temizleyin.
Yeni doğmuş bebeğinizin banyosu için, sadece kaynatılmış su kullanın. Bebeğin başını yıkarken, başını ve boynunu kolunuzla destekleyin ve sadece, asitsiz bebek sabunu veya bebek şampuanı kullanın. Durulamayı saf su ile yapın ve bebeğin gözlerine sabun köpüğü ve su kaçırmaya dikkat edin.
b) BEBEĞİN KÜVETTE YIKANMASI : Küveti yarısına kadar (37°) sıcak su ile doldurun. Suyun ısısını dirseğinizle kontrol edin. (Suyun bebeği rahatlatacak derecede ısıtılmış olması, fakat hiçbir zaman fazla sıcak olmaması gerekir) Bebeğinizi daha önce tarif ettiğimiz gibi kavrayarak yavaş yavaş suya sokun. Onun suya alışmasını ve banyo yapmaktan hoşlanmasını sağlayın.
Bebeğinizi tıpkı süngerle yıkadığınız biçimde yıkayın. Fakat küvet banyosunda jenital bölgeyi daima en son temizlemeniz gerektiğini unutmayın. Banyoya, bebeğinizin vücudunun ön tarafını yıkayarak başlayın. Kulaklarına su kaçırmamaya özellikle dikkat edin. Göbek bölgesini temizlerken bebeğin henüz çok nazik ve hassas olan göbeğini tahriş etmemeye özen gösterin. Göbek, doğumdan iki hafta sonra düşecektir. O zamana kadar göbeği ıslatmamaya çalışın. Bebeğinizin vücudunun ön tarafını temizledikten sonra onu dikkatle yüzüstü çevirerek sırtını yıkayın.
Bebeğinizi büyük bir havluyla sarıp tekrar bez değiştirme masasına yatırın. Yumuşak hareketlerle kurulayın, pudralayın, giydirin ve saçlarını fırçalayın. El ve ayak tırnaklarını, bebeğinize özel bir tırnak makası ile kesin.
Yeni doğan bir bebeğin banyo süresi 3 - 5, daha büyüklerinki ise 5 - 10 dakika arasında olmalıdır.
BEBEĞİN GİYİMİ : Devamlı dönmesi, elini kolunu oynatması, hiç uslu durmaması nedeniyle bebeğinizi giydirmenin çok zor olduğunu düşünüyorsanız en sevdiği oyuncakla, bir müzikli kutuyla veya şarkı söyleyerek onun dikkatini çekmeye çalışın. O zaman uslu uslu giyindiğini göreceksiniz ...
Bebeğinizin gardırobunda bulunması gereken çamaşırlar;
  • Kumaştan veya atılabilir türden üç veya dört düzine bebek bezi
  • İri çengelli iğne (gerekli ise)
  • 4 - 6 adet lastikli külot (gerekli ise)
  • 12 adet gömlek (kollu ve kolsuz)
  • 4 - 6 adet gecelik
  • 4 - 6 adet mama önlüğü
  • 2 adet tulum
  • 2 adet başlık
  • 2 çift kısa veya uzun çorap
  • 2 battaniye, pike ve faniladan dikilmiş pelerin
Bebeğinizin Sağlığı
Bebeğinizin bedensel ve ruhsal gelişiminin sağlıklı sürmesi için, onu düzenli biçimde doktora veya çocuk kliniğine götürünüz. Bebeğinizin davranış ve gelişmesi ile ilgili kuşkularınızı derhal doktoruna bildiriniz.
Doktorunuz, aşılar konusunda size yeterli bilgiyi verecek ve zamanlamasını yapacaktır. Aşılar, çocuğunuzu bulaşıcı hastalıklardan korur. Bebeğinize yapılan aşıları tarihleri ile bir liste halinde yazıp saklayın. Bu liste her başvuru kaynağı olarak çocuğunuzun sağlığı açısından büyük önem taşır.
Bebeğin vücut ısısı onun sağlıklı mı yoksa hasta mı olduğunu belirleyen önemli bir göstergedir. Çocuğun vücut ısısı genellikle 37.5°C ile 37.8°C arasında oynar. Günün saatlerine göre değişen bu ısı sabah daha düşük, öğleden sonra daha yüksek olur.
Huzursuzluk ve huysuzluk da bazı hastalıkların belirtisi olabilir. Böyle durumlarda bebeğinizin ateşine bakın ve 37.8°C yi geçiyorsa hemen doktorunuzu arayın.
Çocuğun ateşi en iyi biçimde makattan ölçülür. Bunun için unu yüz üstü dizlerinize yatırın. Dereceyi silkeleyerek cıva basıncını 37.5°C altına düşürün. Dikkatle bebeğinizin makatına sokun ve orada üç dakika bırakın. Aynı süre içinde de bebeğinizi kavramayı da sürdürün!
AĞLAMA : Bir bebeğin derdini anlatabilmek için başvuracağı tek çare ağlamaktır. Bebekler genellikle sebepsiz ağlamazlar. Böyle bir durumda onu yalnız bırakmanız doğru olmaz. Acıktığı, susadığı, karnı ağrıdığı veya gazı olduğu için ağlıyor olabilir. Belki de onu ağlatan neden, altını ıslatmış olması, pişikleri, yorgun düşmesi veya ateşinin çıkmış olmasıdır. Tabii bazen de, sadece ilgi çekmek için ağlayabilirler. Hiç merak etmeyin, bir zaman sonra onun neden ağladığını kolayca anlayacaksınız.
DİŞ ÇIKARMA : Yirmi süt dişinden ilkinin çıkmak üzere olduğunun belirtilerini, bebeğin 5. ayı ile 8. ayı arasında fark edebilirsiniz. Bebekler daha önce de diş çıkarabilirler, ama ilk diş bir yaşına kadar bile çıkmasa bile sabırsızlanmayın, telaşlanmayın. Dişler genellikle ağrısız çıkarlar. Ama bu dönemde, bazı çocukların huysuz ve keyifsiz olduğu görülür. O zaman bebeğinize diş etlerini kaşıyıp rahatlaması için lastik bir halka, bir havuç veya bisküvi verin. Ateş ve ishal, diş çıkarmanın tipik belirtisi değildir, bu tür durumlarda olayı diş çıkarmaya yormayın, derhal doktorunuza başvurun.
İSHAL : Bakteriyel veya virütik enfeksiyonların neden olduğu ishal, bebeklik çağında en çok rastlanan hastalıklardan biridir. İshalin en önemli belirtileri; sulu dışkı, midede gaz toplanması, önemli miktarda su ve mineral kaybına yol açan kusmalardır. Doktorunuza, ishal sırasında bebeğin neler yemesi gerektiğini sorun. Ağır vakalarda size, su ve mineral kaybının karşılanması için bebeğinize glikoz-elektrolit solüsyonu vermenizi önerecektir. İshalin ağırlık düzeyine göre bu solüsyonu bir kaç saat süre ile vermek gerekir. Bebeğinizi emziriyorsanız, ishal sırasında onu emzirmeye devam etmeniz daha da önem kazanır.)
Bebeğinizi Emzirme
Bir bebeği beslemek için seçilecek en doğal ve en doğru yol onu emzirmektir. Anne sütü bebeklerin gelişebilmeleri için gerekli tüm besinleri içerir., bulaşıcı hastalıklara karşı ona bağışıklık kazandırır. Emzirme, aynı zamanda, anne ile çocuk arasında, çocuğun ruhsal açıdan sağlıklı gelişmesini etkileyen yakın bir ilişkinin doğmasına yardımcı olur. Anne için ise, gerek fiziksel gerek ruhsal dengenin korunması açısından büyük önem taşır. Bebeğin emme hareketi kanda süt üretici hormonların serbest dolaşımını sağlar. Bu da, süt bezlerinin faaliyetlerini canlandırmanın yanı sıra rahmin de normal haline dönmesini hızlandırır. Emziren annenin vücudu, emzirmeyen annelere oranla daha hızlı doğum öncesi ölçülerine döner.
BEBEĞİNİZİ NASIL EMZİRECEKSİNİZ? : Emzirme zamanlarını, kendiniz için en uygun ve dinlendirici olan saatlere göre programlayın. Bebeğinizi emzirirken size en rahat gelen duruşu benimseyin.
İlk bir kaç gün, yana doğru yatıp bebeğinizi kolunuzun üzerine yaslayıp emzirmek size rahat gelebilir. Daha sonra bir koltukta oturarak sırtınızı yumuşak bir yastığa, ayaklarınızı da bir tabureye dayayarak bebeği emzirmeniz daha çok hoşunuza gidecektir. Bebeği emzirmeye başlamadan önce ellerinizi sıcak su ile yıkayın. Göğüs uçlarınızı temizleyin. Bebeğe önce bir memenizi verin ve 10 dakika emzirin, sonra diğerini vererek 10 dakika daha emzirin. Bir sonraki emzirmeyi, bebeğin en son emdiği göğüsten başlatın.
Bebekler iç güdüsel olarak meme emmeyi bilirler, ama ilk günler meme ucunu bulmakta güçlük çekebilirler. Göğsünüzün ucunu başparmağınızla orta parmağınızın arasına alıp bebeğin ağzına verip ona yardımcı olun. Bebeğinizi 20 dakikadan fazla emzirmeyin. Bebeğinizin memenizi bırakmasını sağlamak için parmağınızı, meme ucuna ve bebeğinizin ağzının köşesine aynı anda hafifçe bastırın. Genellikle bebeğiniz doyduğuna kendisi karar verip memenizi bırakacaktır.
EMZİRME SAATLERİ : Hastanede, bebekler genellikle 4 saatte bir emzirilir. Eve döndükten sonra bebeğinizin emzirilme saatlerini onun beslenme ihtiyaçlarına göre kendiniz ayarlayabilirsiniz. İlk haftalarda bebeğinizi 2-3 saatte bir, hatta gece bile emzirmeniz gerekebilir. Genellikle doğduktan 4 veya 6 hafta sonra bebekler 4 saatte bir emzirilir. Daha sonra ise günde 5 kez emzirilme onlara yeterli olacaktır. Göğüs her defasında bir doyumluk sütü kendiliğinden otomatik olarak üretir.
ANNE SÜTÜNÜN OLUŞUMU : Emzirmenin başladığı ilk günlerde göğüsten "colostrum" denilen sarımsı bir sıvı akar. Bağışıklık sağlayan maddeler bakımından çok zengin olan bu sıvı, bebeğinizi çeşitli bulaşıcı hastalıklardan korur. Ayrıca, hafif bir müshil etkisi yaparak bebeğin bağırsaklarının boşalmasına ve sütü sindirmeye hazır hale gelmesine yardımcı olur.
Bebeğinizin, meme emmesi göğüslerinizi daha fazla süt üretmek üzere harekete geçirir ve vücudunuzun, sütün "oturmasını" sağlayan hormonu salgılamasını gerçekleştirir. Bu hormon ayrıca, rahmin doğum öncesi halini almasını hızlandırır.
MEMEDEN KESME : Bebeğinizin, ana sütünün yanı sıra katı gıdalara da gereksinimi vardır. Bebeklerin çoğu doğduktan 4 ay sonra katı gıdalarla beslenmeye hazırdırlar. Onları katı gıdalara yavaş yavaş alıştırmak gerekir.
Bebeğinizin Katı Besinlere Alıştırılması
Yaşamının ilk 4 - 6 aylık döneminde, anne sütü ve kullandığınız ilk bebek maması bebeğinizin beslenme gereksinimini karşılamaya yeterlidir. Bebeğiniz büyüdükçe beslenme ihtiyacı da artar. Bebeğinize takviyeli besinler vermeniz gerekir.
Bebeğin, tahıl gibi katı besinlere alıştırılması, onun artan beslenme ihtiyacını karşılamanın yanı sıra bebeğin katı besinleri çiğneyip yutmayı öğrenmesini de sağlar. Katı besin maddelerine alışması, bebeğin, erişkinlere özgü beslenme rejimine doğru attığı ilk adımdır.
Buna karşın anne sütü, süt ve bebek mamaları yine de ilk yılın ikinci yarısında bebeğin en önemli beslenme kaynağı olmaya devam eder. Bebeğinize günde en az 500 ml. süt içirin.
Bebeğinizi katı besin maddelerine alıştırırken, her gün bunlardan bir çeşidi az miktarda verin. Ona, alışık olmadığı bu yeni besinleri, açken ve sütünü emmeden önce yedirin. Miktarı, bu tür besinleri sevmeye başlayana kadar yavaş yavaş arttırın. Sonunda, bebeği, bir mama saatinde sütle, onu izleyen mama saatinde ise muhallebi türü (veya katı) besin maddeleri ile beslemeye başlayın.
Piyasada çok çeşitli, meyveli, sebzeli, çikolatalı, fındıklı, fıstıklı, sütlü vs.. muhallebileri bulacaksınız. Başlangıçta, bunların glutensiz olanlarını (pirinç veya mısır unu ile yapılanlar) tercih edin. Daha sonra bebeğinizi glutenli (buğday, arpa veya yulaf unuyla hazırlanan) muhallebi ve mamalara alıştırabilirsiniz.
Bebeğinizi, katı besinlere alıştırırken sabırlı olun. Emmeye alışık bebeğiniz kaşık mamalarını ve katı besinleri yadırgayabilir. Bebeğiniz bu yeni yiyecekleri reddeder., ağzına verilen lokmayı tükürüp çıkarırsa onu zorlamayın. Ertesi gün yeniden deneyin.
Yepyeni bir besini ilk kez yedikten sonra bebeğinizde ürtiker veya ishal başlarsa ona bu besini vermekten bir süre vazgeçin. Bebeğinizi ev yemeklerine alıştırırken, çok fazla tuz, şeker veya her türlü baharatın onun sağlığı için zararlı olduğunu unutmayın. Onun yemeklerini pişirdiğiniz kapların çok temiz olmasına dikkat edin. Çocuklar için özel olarak hazırlanmış konserveler dışındaki konservelerden kaçının. Bunlar ya çok tuzlu yada çok şekerlidir. Taze sebze ve meyveleri tercih edin. Bebeğinize yiyebileceğinden fazlasını yedirmeye çalışmayın. Başlangıçtaki katı gıdaları püre halinde verin. Dişleri çıkmaya başlar başlamaz ona çiğnemesi gereken besinleri verebilirsiniz. Çiğnemek, onun diş etlerini ve yeni çıkmakta olan dişlerini güçlendirecektir.
Yaşadığınız bölgenin iklimi sıcaksa veya bebek ateşli ise susuzluğunu gidermek için yemek aralarında bebeğinize süt vermeyin. Su, meyve suyu veya bitki sularını tercih edin. Bebek hafif bir mide bozukluğu geçiriyorsa veya çok gazı varsa ona ıhlamur veya rezene çayı içirin.
AŞI TAKVİMİ
AŞI
YAPILMA ZAMANI
AÇIKLAMALAR
HB Doğumda HB (Hepatit B aşısı): Hepatit B (sarılık) hastalığına karşı korur. HB 1. Ayda HB (Hepatit B aşısı): Hepatit B (sarılık) hastalığına karşı korur.BCG+DBT+Polio+Hib 2. Ayda BCG (Tüberküloz aşısı): Tüberküloz (verem) hastalığına karşı korur. DBT+Polio+Hib 3. Ayda DBT (Difteri, boğmaca, tetanoz aşısı, karma aşı): Difteri, boğmaca ve tetanoza karşı korur. DBT+Polio+Hib 4. Ayda Polio (Çocuk felci aşısı): Çocuk felci hastalığına karşı korur. HB 6. Ayda HB (Hepatit B aşısı): Hepatit B (sarılık) hastalığına karşı korur. Kızamık 9-12. Ayda Kızamık hastalığına karşı korur. MMR (KKK) 15. Ayda Kızamık, kızamıkçık, kabakulak, hastalıklarına karşı korur. DBT+Polio 16-24. Ayda DT+Polio+BCG İlköğretim 1.Sınıfta DT (Difteri-Tetanoz Aşısı)ifteri ve tetanoz hastalıklarına karşı korur. T+BCG İlköğretim 5. Sınıfta T (Tetanoz Aşısı): Tetanoz hastalığına karşı korur. T Lise 1. Sınıfta BCG Lise 3. Sınıfta
İlk Yıl Boyunca Bebeğinizin Gelişmesi
Hiçbir çocuğun gelişmesi bir diğerininkine benzemez. Buradaki listede bir bebeğin ilk 12 aylık dönemde göstereceği gelişmeler genel olarak ele alınmıştır. Her bebeğin bir kişiliği olduğunu unutmayın. Bu nedenle, buradaki bilgiler bebeğinizin gelişmesine harfiyen uymuyorsa hiç endişelenmeyin.
Bazı bebekler bazı hareketleri yaşıtlarından daha önce yapmayı başarırlar. Ancak bebeğinizin gösterdiği gelişme, verilen örneklere hiçbir biçimde uymuyorsa bu durumu doktorunuza bildirin.
İLK GÜNLER : Yeni doğmuş bir bebek günün büyük bölümünü uyuyarak geçirir ve ancak acıktığında uyanır.
İLK AY : Gölgeleri görmeye başlar. Sesleri, örneğin zil sesine tepki gösterir. Dikkatini çeken bir cisme bir kaç dakika gözlerini dikebilir.
İKİNCİ AY : Genellikle ikinci ayın sonuna doğru bebeğiniz aşina yüzleri tanımaya başlar ve ilk kez gülümser. Gün boyunca daha uzun süreler uyanık kalır ve tüm geceyi uyuyarak geçirmeye başlayabilir.
ÜÇÜNCÜ AY : Yüzüstü yatarken kısa bir süre başını kaldırıp dik tutabilir. Bir yandan diğer yana dönmeyi başarabilir. Sık sık gülümser ve agucuklar yapar.
DÖRDÜNCÜ AY : Oyuncaklardan hoşlanacağı dönem başlamıştır. Kendisine uzatılan her şeyi yakalamak ister. Bir süre elinde tutar veya ağzına götürür. Parlak renkleri çok sever. Hareketleri gözleri ile izler. Konuşmaları basit sesler çıkararak taklit eder. Bundan bıktığında ise sese karşı tepki gösterir. Onu yavaş yavaş katı besinlere alıştırmaya başlayabilirsiniz.
BEŞİNCİ AY : Artık bebeğiniz her istediği yöne rahatça döner ve başını kolayca dik tutar. Arkasına destek konulursa uzun süre oturabilir. Gözleri ile tüm hareketleri, özellikle el hareketlerini izlemeyi sever. Diş çıkarmaya başlayabilir.
ALTINCI AY : Bebeğinizin kilosu doğduğu günün iki katına ulaşmıştır. Kimsenin yardımı olmaksızın oturmaya çalışır ve ilk kez emeklemeye başlayabilir. Kendisine verilen şeyleri bir elinden diğer eline geçirmeye, her bulduğunu ağzına almaya bayılır. Bardağını elinde tutarak içindekini içmeyi becerir.
YEDİNCİ AY : Bebeğiniz artık ortalıkta emeklemeye alışmıştır. Bu nedenle çevresinde tehlikeli olabilecek hiçbir şey bulundurmayın. Bu arada büyük bir marifetle "mama" "baba" "anne" gibi kolay sözcükleri sıralamaya başlayacaktır. Bu dönemde en sevdiği yiyecekler, bisküviler, gevrekler ve meyvelerdir.
SEKİZİNCİ AY : Doğrulup ayağa kalkmaya çalışır. Yorulmadan ve desteğe gerek duymadan daha uzun süreler oturabilir.
DOKUZUNCU AY : Bir eliyle destek alarak veya hiç almadan ayakta durabilir. Eliyle destek alarak çevreyi hiç yorulmadan süratle emekleyerek dolaşır.
ONUNCU AY : İki elinden tutulduğunda bir kaç adım atmaya başlayabilir. Basit sözcükleri anlar ve taklit etmeye çalışır. Yabancılara karşı çekingendir. Baş parmağı ve işaret parmağıyla cisimleri kaldırabilir.
ONBİRİNCİ AY : Bebeğin çok hareketli olduğu bir dönemdir. Bir süre tek başın oynamaktan zevk alır, eskisi kadar uzun süreli uyumaz. Çorap ve patiklerini tek başına giymeye ve çıkarmaya çalışır. Oturduğu yerden kalkar, bir süre ayakta durur ve yine yerine oturur. Kaşıkla yemek yemeye çalışır. Bazı sözlerini anlamak mümkündür. "Yapma" sözünün anlamını öğrenir.
ONİKİNCİ AY : Tek başına ilk adımlarını atmaya başlar. İstendiğinde, oyuncaklarını verir ve geri alır. Çevresindekilerin kendisini dinlemesine bayılır. Sözcük dağarcığı zenginleşir. Sözleri anlaşılır olmaya başlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder